Alerji konusunda toplumda farkındalık oluşturmak amacıyla her yıl bir dizi projeyi hayata geçiren Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği (AİD) Dünya Alerji Haftası nedeniyle “Hayata Tehdit: Anafilaksi, Doğal Hayata Tehdit: İklim Değişikliği” başlıklı halka yönelik online seminer gerçekleştirdi. 18-24 Haziran 2023 tarihleri arasında kutlanan Dünya Alerji Haftası’nın bu yılki teması olan “İklim Değişikliği ve Alerjiler” konusunda konuşma yapan uzmanlar, küresel ısınmanın astım ataklarını artırdığına vurgu yaparak yeni bir çalışma olan Türkiye’nin anafilaksi haritasına dair dikkat çeken bilgiler paylaştılar.
Dünya Alerji Haftası kapsamında AYA Projesi’ni de hayata geçirdiklerini söyleyen AİD Başkanı Prof. Dr. Dilşad Mungan, bu projenin önemini şöyle anlattı: “AYA adını verdiğimiz tedavi yöntemi ile alerjisi olan kişilere, anafilaksi geçirmeleri durumunda nasıl davranmaları gerektiğini 3 kolay adımda anlatmayı hedefliyoruz. Bu adımlar: Adrenalin Kalemini Uygula, Yat ve Bacakları Yerden Yüksek Bir Şekilde Tut, Acil 112’yi Ara! aşamalarından oluşuyor. Unutmayalım ki her ilaç ya da besin sizin için uygun olmayabilir. Bazılarımızı arı ve böcek sokmaları diğer insanlardan daha farklı şekilde etkileyebilir. Kaşıntı, şişlik, nefes kesilmesi ve ses kısılması, bayılma gibi semptomlarla kendini gösteren anafilaksi yani alerjik şok geçirebilirsiniz. İşte bu durumlarda hekiminiz size öncesinden adrenalin kalemi önerdiyse, panik yapmadan AYA adımlarını uygulayabilirsiniz. Tüm bu yönergeleri bulabileceğiniz AYA videosu da web sitemizde ve Youtube hesabımızda görebilirsiniz.”
(AYA Projesi-Alerjik Şok Eğitim Programı Videosu için: https://www.youtube.com/watch?v=Fo0PR8XPKCg&t=2s)
Türkiye’deki tüm alerji merkezlerinin ellerindeki verileri toplayarak Türkiye’nin anafilaksi (alerjik şok) haritasını çıkaran Prof. Dr. Fazıl Orhan ise konuşmasında, anafilaksinin aniden ortaya çıkarak hızla ilerleyen; birden fazla organ sisteminin tutulduğu, yaşamın tehdit eden bir durum olduğunu ifade etti. Her anafilaktik reaksiyonun yaşamı tehdit etme potansiyeline sahip olduğuna dikkat çeken Orhan, tüm anafilaktik reaksiyonları aynı ciddiyetle ele almak gerektiğini söyledi. Türkiye’nin anafilaksi haritasını çıkardıkları çalışmalarından da bahseden Prof. Dr. Orhan, “Bu çalışmada gördük ki, özellikle de çocuklarda en sık besin, ilaç ve arı venomları anafilaksiye neden oluyor. İlk 2 yaşta inek sütü ve yumurtayı en sık neden olarak saptadık, 3. sıklıkta ise kabuklu kuruyemişler var. Yaş ilerledikçe deniz ürünleri de ekleniyor. Arı venomlarında bal arısının anafilaksiye neden olduğunu görüyoruz. İlaç kategorisinde ise penisilin grubu antibiyotikleri en sık görürken, erişkinlerde de antienflamatuvar ilaçları en sık görüyoruz. Besinlerde ise fıstık ve ceviz erişkinlerde en sık görülen anafilaksi nedenleri olabiliyor. Bazen tüm belirtileri ile anafilaksi olmasına rağmen tetikleyiciyi teşhis edemediğimiz durumlar da söz konusu olabiliyor” dedi.
Alerji ile Yaşam Derneği Başkanı Özlem Ceylan ise anafilaksiyi yılda birkaç hastadan duyarken şimdi daha fazla vaka duymaya başladıklarını söyleyerek, “En sık anafilaksi nedenlerinden biri olan besin alerjilerinde yaşanan artış, anafilaksi vakalarındaki artışın nedeni olarak görülebilir. Söz konusu ilaç ve arı sokmaları da en büyük etken. Bu aşamada soğukkanlı olmak ve anafilaksi başa geldiğinde ne yapmak gerektiğine dair bilgi sahibi olmak çok önemli. O nedenle AYA projesi kapsamında hazırlanan anafilaksi video oldukça öğretici ve önemli” dedi.
Doç. Dr. Zeynep Çelebi ise iklim krizinin alerjiye etkisi konusunda bilgiler vererek, alerjik hastalıkların gelişmesinde çevresel faktörlerin çok etkili olduğunu hatta artık alerjik hastalıkların çevresel hastalıklar olarak da anılmaya başladığını söyledi. Küresel ısınmayla birlikte daha fazla sıcak hava solumaya başlandığının altını çizen Doç.Dr. Çelebi, “Bu da alt ve üst solunum yollarında hücresel bir takım hasarlara yol açıyor. Mukus salgısında değişiklikler yapabiliyor, hava yolunda daralmalara neden olabiliyor. Bu da astım hastalarında alevlenme olmasına neden oluyor, öksürük ve balgamda artma şikayetlerini arttırıyor. Küresel ısınma ile polen mevsimi uzuyor, saman nezlesi olanların sadece ilkbaharda değil artık 4 mevsim yakınmaları devam ediyor. Deri de etkileniyor elbette. Atopik dermatit ve egzeması olan kişilerde bu hastalıkların daha kolay alevlendiği ve daha kontrolsüzleştiğini yapılan çalışmalarda gördük” dedi.