Primer İmmün Yetmezlik Ülkemizde 10 Kat Daha Fazla Görülüyor

Proje hakkında açıklamada bulunan TATD Başkanı Prof. Dr. Serkan Yılmaz, “Bütün tıbbi mü­dahalelerde en önemli hedef, insanı hayatta tutmaktır. Son derece kritik olan ani kalp durması vakalarında müdahalenin en doğru şe­kilde ve zamanda yapılması; uygulamada hiçbir eksiklik veya hatanın olmaması son derece önem­lidir. Türkiye’de yılda ortalama 150 bin kişinin ani kalp durması geçirdiği ve/veya sonuçlarından etkilendiği tahmin edilmektedir. Ani kalp durması sebebiyle gerçekleşen her 3 ölümden 2’si hastaneye ulaşmadan önce meydana gelmektedir. Bu kayıpların yüzde 95’inden fazlası, hâlihazırda bir kurtarıcı ve kurtarıcı tıbbi ekipman bulunmadığı için olmaktadır. Ani kalp durması geçirildiğinde, kalbi normal ritmine dön­dürmeden önce geçen her dakika, hayatta kalma şansını yüzde 10 azaltmaktadır. İlk 4 dakikadaki müdahalede otomatik şok cihazı ve kalp masajı uygulaması ile hayatta kalma şansı ise yüzde 60 civarındadır. Halkı bu uygulamalar hakkında bilgilendiren programlar sayesinde kalp durması nedeniyle hayatta kalma oranları da çarpıcı şekilde iyileştirebilir. Ani kalp durması, bilinen kalp hastalığı olsun olmasın belirtiler başladıktan sonra genellikle 1 saat içinde meydana gelen beklenmedik ölümler olup; bu ölümler sokakta, evde, okulda, iş yerlerinde, spor etkinliklerinde, alışveriş merkezlerinde veya hastanelerde olabilmektedir. Bu durumla karşılaştığımızda beklenmedik ani kalp durmalarında yaşam kayıplarının azaltılması için, 112’yi arama ve erken dönemde kalp masajı yapma uygulamalarını yaygınlaştıracak ilk yardım ve temel yaşam desteği eğitimlerini sürdürmeliyiz”1 dedi.
TOÇEV Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Uygun ise açıklamasında şunları söyledi: “TOÇEV olarak en büyük hedefimiz, projelerimizin çocuklarımızın ihtiyaçlarının karşılığı olması. Projeleri­miz­de ve tüm faaliyetlerimizde asıl öznemiz çocuk fakat çocukla birlikte anne-baba ve diğer aile bireylerinin de çocuğun yararına bir duruş edinebilmeleri temel hedeflerimiz arasında bulunuyor. Sosyal sorumluluğun; toplumsal gelişim ve kalkınmamızda, daha insanca yaşayabilmemizde bir görev değil, bir sorumluluk olduğu bilincini yaygınlaştırmak ve toplumda yeterli karşılığı bulması çabası içindeyiz. Tam da bu çaba ile neler yaparız diye düşünürken 2007 yılında AstraZeneca Türkiye ile tanıştık. Bu çabamıza ortak olarak güzel bir serüvene başladık. Yıllar süren işbirliğimizle çocukların hayatına kilometre taşı eklemeye devam ediyoruz. Farklı yaş grupları ile yaptığımız projeler, çocukların hayatındaki farklı alanlara dokunmuş ve çocukların ihtiyaçlarına farklı konularla çözüm olmayı amaç edinmiştir. Birlikte başladığımız ilk projemizi şimdi farklı işbirlikleri ve yepyeni içeriklerle tekrar oluşturduk. “İlk Yardıma İlk Sen Koş” projemiz ile okullardan ve öğrencilerden gelen taleplerle hayati önem taşıyan, günlük hayatta herkesin başına gelebilecek kazalarda, basit ama önemli tekniklerle temel yaşam desteği vermenin önemine dikkat çekiyoruz. Bu sefer proje ortaklarımızdan biri olan Türkiye Acil Tıp Der­neği ile içeriklerimize yeni bir soluk getirdik. Hocalarımızla birlikte çocuklara teorik ve uygulamalı olarak ulaşıyoruz. Projemizle yaptığımız ölçümlemeler de ilk yardım konusundaki farkındalığı ne derece artırdığını gözlemlememiz adına son derece önemli oluyor ve AstraZeneca Türkiye çalışanlarından oluşan gönüllülerinin de projeye olan katkısı ile yaratılan değer daha da büyüyor. Hedefimiz toplamda 55 bin çocuğumuza bu eğitimleri götürebilmek. Emeği geçen herkese çok teşekkürler.”
Yenilikçi ilaçlar geliştirmenin ve sağlığın hizmetine sunmanın ötesinde faaliyette bulunduğu tüm coğrafyalarda olduğu gibi Türkiye’de de topluma değer katma arzusuyla çalıştıklarına dikkat çeken AstraZeneca Türkiye Ülke Başkanı Ecz. Serkan Barış, “Türkiye’de faaliyet göstermeye başladığımız ilk günden bu yana toplum sağlığının geliştirilmesine destek vermeyi kurumsal sorumluluklarımız ve önceliklerimiz arasında görüyoruz. Sürdürü­lebilirlik bizim için toplumun ihtiyaç duyduğu yerde en anlamlı etkiyi yaratmak amacıyla yetkinliklerimizi kullanmak anlamına geliyor. Yalnızca tedavilerimizle değil, aynı zamanda çalışma şeklimizle ve toplumlara verdiğimiz desteklerle değer yaratmak istiyoruz. Toplum sağlığının en önemli yapı taşlarından olan gençler de bu yaklaşımla hayata geçirdiğimiz pek çok projenin odak noktasını oluşturuyor. TATD ve TOÇEV ile yürüttüğümüz “İlk Yardıma İlk Sen Koş” projemiz sürdürülebilirlik odaklarımızdan biri olan sağlık hizmetlerine erişim alanında hayata geçirdiğimiz değerli projelerimizden biri. Bu projemizi, AstraZeneca’nın Türkiye dahil şu ana kadar 39 ülkede yürüttüğü Genç Sağlığı Programı kapsamında hayata geçirdik. Program tüm dünyada şimdiye kadar 9 milyondan fazla gencin ve 160 bin sağlık çalışanının hayatına dokundu. “İlk Yardıma İlk Sen Koş”, geleceğimizin teminatı gençlerin sağlıklı birer birey olarak yetişmesinin yanı sıra onlara ilk yardım konusunda donanımlı olmanın önemini aşılayan çok anlamlı bir proje. Her yaşta insanın temel ilk yardım bilgilerine sahip olması aslında bir ihtiyaç. Projemizin gençlerimiz ve toplumumuz için faydalı olmasını diliyor, hayata geçirilmesinde emek veren herkese teşekkür ediyoruz” şeklinde konuştu.
Türkiye’de 2021 yılında trafik kazalarında 5 bin 362 kişi öldü. Bu kişilerden 2 bin 421’i kaza yerinde hayatını kaybetti. 2 bin 941 kişi ise yaralanıp sağlık kuruluşlarına sevk edildikten sonra kazanın sebep ve tesiriyle 30 gün içinde hayatını kaybetti.2 Yapılan bir araştırmaya göre acil servislere başvuru nedenlerinin 1/3’ü ev kazaları.3 Ayrıca dünyada her yıl 830 bin çocuk önlenebilir kazalar sonucu hayatını kaybe­diyor.4 Dep­remler nedeniyle ülkemizde 1900 yılından 6 Şubat’taki depremlere kadar 92 bin 463 insan yaşamını yitirdi.5 6 Şubat’ta meydana gelen depremlerle birlikte can kaybı 140 bini aştı. Öte yandan dünya genelinde hastane dışında kalbi duranların yüzde 10’dan daha azı hayatta kalabiliyor. Hastane dışında kalbi duran her iki kişiden birinin yanında ise bir kişi bulunuyor. Buna karşın bu kişilerin maalesef 1/3’ünden daha azı temel yaşam desteğine başlayabiliyor. Oysa kalbi duran bir kişiye 4 dakika içinde temel yaşam desteği uygulanır ve 8 dakika içinde şok verilebilirse sağ kalma oranları yüzde 40-50’ye çıkabilir.
Kaynaklar:
1. Sudden Cardiac Arrest Foundation Release, 02.01.2018 AED Market Gui­des, www.aedbrands.com/resource-center/choose/aed-market-guides/Sudden Cardiac Arrest, Mor­ta­lity, Circulation, Heart Disea­se and Stroke Statistics”, American Heart Association 2018 Chapter 16, p.35.
2. https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Ind ex?p=Karayolu-Trafik-Kaza-Istatis­tikleri-2021-45658
3. https://tdm.atauni.edu.tr/wp-content/uploads/2022/06/102.-Ilk-Adimimiz-Ilk-Yardim.pdf
4. Dünya Sağlık Örgütü verileri
5. http://www1.mmo.org.tr/resimler/dosya_ekler/8273773702779a0_ek.pdf
Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği (AİD), akraba evlilikleri sonucunda doğan çocuklarda öncelikli olmak üzere toplumumuzda her 10 bin kişide 1 görülen primer im­mün yetmezlik (PİY) hastalığı için Dünya Primer İmmün Yet­mezlik Haftası kapsamında gerçekleştireceği etkinlikleri deprem bölgelerinden biri olan Gazi­antep’e taşıdı. Bu kapsamda, 22-29 Nisan Primer İmmün Yetmezlik Haftası için Gaziantep Üniversi­tesi Hasta­nesi’nde tedavi gören yaklaşık 50 PİY hastası çocuğun ve ailelerinin katıldığı uçurtma şenliği düzenlendi. Dünyaca ünlü, ödüllü uçurtma sanatçısı Zahit Mungan’ın uçurtmalarını, kampüste bulunan Seyirtepe’de uçurarak depremin stresini atarak moral bulan aileler ve çocukları hekimlerin de katıldığı şenlikte doyasıya eğlendi.
AİD Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Dilşad Mungan, 2. Başkan Prof. Dr. Füsun Kalpaklıoğlu, Başkan Yar­dımcısı Prof. Dr. Demet Can, Genel Sekreter Prof. Dr. Emine Dibek Mısırlıoğlu, Dış İlişkiler Sorumlusu Prof. Dr. Özge Soyer, Gaziantep Üniversitesi Tıp Fa­kül­tesi Başhekimi Prof. Dr. Hakan Şevki Eren, Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk İm­münolojisi ve Alerji Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Özlem Keskin ve Prof. Dr. Ercan Küçükosmanoğlu’nun katıldığı etkinlikle çocuklar ve aileleriyle hastalık hakkında soru-cevap semineri gerçekleştirildi. Yıllarca bu hastalıkla mücadele etmiş olan ailelerin duygu dolu mücadelelerinin konuşulduğu etkinlikte hekimler hastalık hakkında önemli bilgiler verdi.
AİD Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Dilşad Mungan, konu hakkında şunları söyledi: “Sanıldığı kadar nadir olmayan bir hastalık bu, aslında çocukluk çağının hastalığı olarak bilinse de tanı almamış önemli sayıda yetişkin hastanın da varlığı söz konusu. Ülkemizde diğer dünya ülkelerine göre 5-10 kat fazla görülüyor nedeni ise ne yazık ki akraba evliliklerinin ülkemizde sık olması. Hastalığın sembolü olan zebra desenli uçurtmayı bizler için tasarlayan Zahit Mungan ile bir uçurtma şenliği düzenleyerek hem bu gerçeğe dikkat çekmek istedik hem de biraz olsun aileleri ve çocukları mutlu etmek istedik.”
Türkiye’de hastalığın tanımlanmasının epey bir zaman aldığını ve bu süreçte birçok hastanın hayatını kaybettiğini söyleyen Prof. Dr. Ercan Küçükosman, “Ül­­kemiz­de bu hastalığın Ga­zian­tep ve çev­resinde sıkça olduğunu gördük. Burada akraba evliliği çok fazla. Hastalığın tanı almasıyla biz de burada birçok hastayı tanımlayarak tedavilerine başlamış olduk ama akraba evliliğini bu hastalığı önlemek açısından da durdurmak çok önemli” dedi. Yurt­dışında bir erkek donörün kemik iliği bağışıyla hayata tutunan ve 2,5 yaşından beri hastalıkla mücadele eden 16 yaşındaki Suzan, Antalya’da nakil olarak hayata tutunan ve hastalığın semptomlarından kurtulan çocuk yaştaki hastalardan sadece biri. Suzan’ın ablası Pınar, geç tanı nedeniyle hayatını kaybetmişti. “Her şeye rağmen vazgeçmeyin” diyen Suzan şimdi eğitim hayatına sağlıkla devam ediyor.